Finansal Okuryazarlık

    • 28.07.2020 / Borsadirekt Yazarı

    Finansal okuryazarlık, kişinin para kullanma ve yönetimi hakkında bilgiyle değerlendirme yapması ve etkili karar verme yetisidir. Bireyler finansal okuryazarlık konusunda kendisini ne kadar geliştirirse kendi bütçesini yönetmeyi elindeki tasarrufu en iyi şekilde değerlendirerek kendisine en yüksek faydayı sağlayacaktır. Finansal bilince sahip bireyler bir ürünü daha bilinçli satın alır, birikim, yatırım ve tasarruflarını yapmada ve borçlanmada daha doğru kararlar alırlar.

    Finansal okur yazarlık unsurlarını üç başlık altında inceleyebiliriz. Finansal Bilgi, finansal tutum finansal davranışıdır. Finansal bilgi her yatırımcı için önem arz etmektedir. İşlem yapabilmek ve riskini minimalize edip getiriyi en yüksek düzeye çıkarması için bu gereklidir.

    Finansal Tutum bireylerin, parayı dikkatli kullanma, idareli tüketme, gelecek için birikim yapma gibi konularda daha önce yaşadığı çeşitli deneyimler sonucu düzenli bir finansal tavır sergilemeleridir. Bireylerin burada paranın sadece harcamak için değil saklamak ve yatırım yapmak içinde olduğunu bireylerin bilmesi gerekir.

    Finansal Davranış bireylerin, kişisel bütçelerini izlemeleri, dikkatli alışveriş yapmaları, birikimlerini, tasarruflarını ve yatırımlarını, kişisel borç ve kredilerini yönetebilmeleri, kısa ve uzun vadede yatırımlarını değerlendirebilmeleridir.

    Finansal okuryazarlığın yüksek olduğu toplumlarda ekonomik refah düzeyi baya yüksektir bu toplumlarda finansal okuryazarlığın yüksek olması ekonomik refahı ve bireylerin tasarruflarını yatırıma aktarıp ekonomik sisteme aktarır. Böylece ekonomik döngü içinde yerin. Almış olur. Bu sadece bireye değil toplumsal refahı artıracağı gibi devlet politikalarını da olumlu etkiler.

     

     

    Finansal okuryazarlığın düşük olması sadece bireyler için sorun değil toplumsal ekonomi içinde büyük bir sorundur. Çünkü bireylerin yatırım ve tasarrufa yönelik yetersiz ya da eksik adımları büyük bir ekonomik boşluk oluşturabileceği gibi devletlerin kamu politikalarında da olumsuz sonuçlar doğurabilir. Finansal bilgi düzeyi finansal okuryazarlık teriminin en taşını oluşturur. Bireyler tasarruflarını belli bir yatırım ürününe yönlendirmek için belli ekonomik bilgi birikimine sahip olmalı. Bu terimlerde risk, getiri, bilanço, gelir-gider, faiz, enflasyon, döviz ve yatırım fonları gibi daha da arttırabileceğimiz kavramlardır.

    OECD ‘nin son yaptığı anketlerde ülkemizdeki bireylere yöneltilen sorularda enflasyon, faiz, getiri, risk tanımları sorulduğunda bunları doğru cevaplama oranı oldukça yüksek çıkmıştır. Bunun yanı sıra bileşik faiz, basit faiz ya da paranın zaman değeri gibi tanımlara ülkemiz insanlarının diğer ülkelerle karşılaştıracak olursak oldukça düşük çıkmıştır. Burada her ülkenin çok farklı sonuçlar vermesinin sebebi ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik durumlara ve finansal okuryazarlığın eksikliğine dikkat çekilmiştir.

    Sonuç olarak bireyler kendi ekonomik ve ülke ekonomik refahına katkı sağlamak için finansal okuryazarlığa önem vermeli ve elindeki tasarrufu kendi bilgisi ve risk profiline göre ekonomik sisteme katmalı.