Altına Dair Yatırım İpuçları

    • 12.07.2021 / Borsadirekt Yazarı

    Altın… Binlerce yıldır insanlık tarihinde yeri olan çok değerli ve önemli bir metal. Uğruna çok kanların döküldüğü, parlaklığıyla, rengiyle insanları cezbeden, değerleme ve değer saklama aracı olan, zenginlikle özdeşleştirilen ve özellikle kadınların aksesuar, mücevherat olarak çok sevdiği değerli maden. Aynı zamanda çok iyi bir iletken olan altının hem günümüzde hem de tarihte önemi büyük. Kendisine atfedilen bu değerler sayesinde sarı metal, her zaman değerini ve önemi koruyarak ‘’güvenli liman’’ sıfatını almış. II. Dünya Savaşı sonrası günümüz dünya düzenin şekillenmesindeki ekonomik-finansal ayak olan Bretton-Woods anlaşmasıyla doların dünyadaki değeri bir nevi ispat ve kabul edilmiş, doların değeri de altına endekslenmiştir. Amerikan ölçü birimi olan onstan türetilen ons altın kavramı bu anlaşmayla kabul görmüştür. (1 Ons = 28,34 Gram)

    1970’lerin başında ise gelişen dünyanın ihtiyaçlarını karşılayamayarak, bazı sorunlara yol açması sebebiyle bu uygulamaya son verilmiştir. Her ne kadar bu gelişme altının değerini zayıflatsa da yine de önemini korumaya devam etmiştir. Altın, özellikle Doğu kültüründe ve ülkemizde geleneklerden ve alışkanlardan kaynaklı dünyaya kıyasla daha popüler kalmıştır. Ülkemiz dünyada en fazla altın talep eden ülkeler arasında yer almaktadır. Cumhuriyet tarihimiz boyunca gerek küresel gerek bize özgü kaynaklı yaşadığımız kriz ve istikrarsızlıklar da bu algıyı desteklemiştir. Öyle ki Dünya Altın Konseyi’nin 2021 yılına ilişkin yayınladığı Dünya Altın Rezervleri raporunda 8133,5 ton rezerv ile 1. Sırada yer alan ABD’nin bulunduğu listede 512,6 ton rezerv ile 12. Sırada yer alıyoruz.

    Bir malın fiyatı, ekonominin temel mekanizmalarından olan arz-talep teorisine göre belirlenir. Bir malın miktarı artarsa ve o mala yeteri kadar talep yoksa ya değeri ya da kalitesi düşecektir. Ülkemizde altın yer altı rezervleri bakımından zengin olarak kabul edilir. Son yıllarda da her yıl giderek artan bir altın üretimimiz mevcut. Ancak yine de ülkemizdeki talebi karşılamaya yetmiyor. Oluşan ortamlar ve toplumun altına olan algısı nedeniyle ülkemizde altına olan ilgi kaybolmamış, bu sebepten altının değerinin hep yükseleceği görüşü olmuş fakat durum her zaman böyle değildir.

    Altın fiyatını etkileyen faktörler nelerdir?

    Öncelikle burada vereceğimiz bilgiler kesinlik arz etmemekte, birçok faktöre göre değişkenlik gösterebilmektedir.  Ancak biz bu yazımızda yapılan birçok çalışmaya, gözleme ve tecrübeye dayanarak temel parametreleri ifade etmeye çalışacağız.

    Altının en sevdiği şeylerin gerilim, kriz, istikrarsızlık ve belirsizlik olduğunu belirtmek gerekir. Buna savaşlar, ekonomik, siyasal krizler ve ülkeler arası çatışmalar gibi pek çok şeyi ekleyebiliriz. Sıkıntılı zamanlarda altında yaşanacak arz şoku, talebi karşılamakta yetersiz kalıyor. Diğer taraftan altında tutucu davranılıyor. Böyle bir ortamda tarihsel algısıyla desteklenen altın değerini korumayı başarıyor ve artırıyor.

    Enflasyon paranın alım gücünün düşmesi, diğer deyişle genel fiyat düzeyinin artmasıdır. Oluşan enflasyonist ortamda insanlar, elindeki varlıkların değerini yitirmemesi amacıyla bir değer saklama aracı arayışına girer. Burada ilk başvurulan varlıklardan biri altın olmaktadır. Artan enflasyonun veya enflasyonun artacağı yönündeki beklentinin altına pozitif etkisi olduğu görülmektedir. Tabi enflasyonun çok güçlü olması durumunda ve altının enflasyon artışını yakalayamadığı durumda bu görevi tam yerine getiremeyebilmektedir.

    Faiz. Faiz getirisi banka mevduatı ve tahvil-bono şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Tahvil-bono ise devlet ve özel sektör tahvil-bonosu şeklinde ayrılmaktadır. Tahvil 1 yıldan uzun vadeli borçlanma aracıyken bono 1 yıldan kısa vadeli borçlanma aracıdır. En düşük riskli yatırım aracı faiz olarak görülür. Tabi düşük risk düşük getiri demektir. Yüksek enflasyonun olduğu bir ortamda faiz getirisi her zaman tatminkâr olmayabilir. Çünkü faiz getirisi enflasyon oranından düşük veya enflasyon oranına eşit olması durumunda para enflasyona karşı korunamayarak daha da değer kaybedecektir. Bu değerleme parametresine ‘’reel faiz’’ ya da ‘’reel faiz getirisi’’ denmektedir. Reel faiz getirisi, faiz oranının enflasyon oranından çıkarılmasıyla ifade edilir. Faiz oranının veya getirisinin düşük görüldüğü ortamda altına talep artmakta ve fiyatı artmaktadır.

    Ons altın dünyada genel kabul gören altın göstergesi ve ürünüyken, ülkemizde ve birkaç ülkede gram altın çok daha revaçta ve kullanımdadır. Ons altın nihayetinde altın emtiası olduğundan fiyatı arttıkça gram altın da artacaktır. Ancak buradaki önemli husus ons altının değeri dolar cinsinden ifade edilmesidir. Bu durumda işin içine döviz kuru girmektedir. Dolar kurunun düşmesi ons altın birim maliyetini azaltacaktır. Böylece hem altın ithalatının maliyetini azaltacak hem de yurtiçinde üretilen altının birim değerini düşürecek ve gram altını negatif etkileyecektir. Bu açıdan gram altın daha zor öngörülebilen bir yatırım aracı haline gelmektedir. Gram altının sağlıklı beslenmesi için hem ons altın hem de dolar yukarı çıkmalıdır. Fakat ons altın-dolar ilişkisinde durum farklıdır. Doların güçlenmesi ulusal para birimlerinin değerini düşüreceğinden ons altına küresel ilgiyi azaltmaktadır.

    Hisse senetleri altınla ters yönlü bir ilişki barındırır. Finansal piyasaların gelişmesi ve büyümesiyle altının yıldızı sönmese de parlaklığı azalmıştır.  Özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin borsaları ciddi ivme kaydetmiştir. Örneğin 1999 yılından bu yana BIST100 endeksi ortalama 58 kat artmıştır. Daha kısa sürede daha fazla kazanç sunabilen borsalar altına belki de en büyük rakip konumundadır.

    Petrol. İç dinamikleri bakımından altınla benzer özellikler barındıran petrol, altınla doğru orantılı bir ilişki barındırır. Tabi petrol altına kıyasla temel ihtiyaç emtiası kategorisine girmekte ve çok daha güçlü bir varlıktır. Dolayısıyla çok isabetli bir izlenim yaratmayabilir.

    Ekonomi biliminde, otomobil, konut gibi altın da bir yatırım aracı olarak görülmemektedir. Altın bir tasarruf aracı olarak kabul edilir. Yatırım ve tasarruf birbirinden farklı şeylerdir. Yatırım denilen kavram eldeki kaynağı daha agresif ve daha yüksek getirili bir biçimde büyütmeyi yani atak yapmayı hedeflerken, tasarruf kavramı ise daha savunmayı en azından mevcudu korumayı hedefler. Altın yatırımı bu bağlamda faiz getirisini diskalifiye ederek en azından parayı enflasyona karşı korumayı, bunun üstünde oluşabilecek getiriyi almayı hedeflemektedir. Oluşan şartlar sebebiyle altın bir yatırım aracına dönüşerek daha yüksek bir getiri sunabilmektedir. Altın yatırımı yapılırken yapılan en büyük hatalardan biri alınan pozisyona aşırı sadakattir. Altın ne olursa olsun hiç satılmaması gereken bir emtia olarak görülür. Halbuki her yatırımda olduğu gibi pozisyona girilmesi ve çıkılması gereken doğru noktalar vardır. Altın, ne olursa olsun artacak veya değeri düşse bile kesinlikle o değeri tekrar bulacak veya geçecek diye bir durum yoktur. Altının uzun süre düştüğü ve düşük kaldığı dönemler de mevcuttur. Altın yatırımcısının çok büyük çoğunlukla spot piyasada yani tek yönlü işlem yaptığı gözlemlenmektedir. Yani sadece artış öngörülerek bir yatırım yapılmaktadır. Oysaki Borsa İstanbul’un alt piyasası olan Vadeli İşlem Opsiyon Piyasasında hem gram hem de ons altın üzerine çift yönlü yani hem düşüş hem de yükselişte kazanç sağlayabileceğiniz şekilde yatırım yapabilirsiniz. Fakat her yatırımda olduğu gibi bu piyasada da diğer piyasalarda olduğu gibi kaybetme riski olduğundan  ,iyice tahlil edip ve araştırıp  ona göre karar vermekte fayda var.  Altın yatırımında bir diğer bir yatırım çeşidi de fiziki olarak altına yatırım yapılmasıdır. Fiziki altın alınmasıyla, altının hem taşıma hem de bulundurma riski alınmaktadır. Fiziki olarak bir altına yatırım yapılacaksa da işlemeli altına yatırım yaparken biraz daha düşünmek de fayda var. Çünkü bu altını satarken size ekstra işçilik maliyeti yansıtılmasına sebep olacaktır. Yatırım yapılırken hiçbir zaman yumurtaların tamamı aynı sepete konulmamalıdır. Dolayısıyla altın yatırımında da bütün kaynak tek bir yatırım aracına bağlanmamalıdır. Portföyü çeşitlendirmek, riski dağıtmak son derece önemlidir. Bu dağıtım yapılırken yatırımın likiditesi yani nakde dönüşümü de dikkate alınmalıdır.

    Altın yatırımı yapılırken nelere dikkat edilmeli? En iyi altın yatırımı nasıl yapılır? Altın fiyatını ne etkiler? Altın fiyatı nasıl belirlenir? Bu gibi soruları yanıtlamaya çalıştık. 

    Daha fazlası için BorsaDirekt altın sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

    Tüm yatırımcılara ve yatırımcı adaylarına mutlu ve kazançlı günler dileriz.