Türkiye’de Bilanço Haftası Sonrasında XU100’ün Genel Seyri ve Bizleri Bekleyenler

    • 03.11.2022 / Borsadirekt Yazarı

               Özellikle 2. Çeyrek bilançolarındaki olumlu seyir endekste yukarı yönlü sert hareketlerin oluşmasına zemin hazırlamıştı. Hepimizin bildiği gibi bir bilançolar borsanın lokomotifi konumunda. Güçlü gelen bilançolar hem endekste yukarı yönlü hareketi beraberinde getiriyor hem de yatırımcıların ortak olmuş oldukları hisselere yönelik beklentilerinin artmasına neden oluyor. Bilanço haftasındayken sektörel bazda bir değerlendirme yapmamız gerekirse;

     

                Ağustos ayı sanayi üretim verisinin beklenti olan %2,6’nın oldukça altında %1,0 olarak açıklanması sanayi şirketlerine karşı bir önyargı oluştursa da XUSIN endeksinin ay sonu itibariyle kapanışı 6481 seviyesinde gerçekleşerek, 6554 – 6707 bandına yaklaşıyor gibi görünüyor. Her ne kadar enerji yoğun şirketlerde maliyet baskısı sonucu kar marjlarında düşüş meydana gelse de Avrupa’da devam eden enerji krizi ve artan maliyetler, Avrupalı şirketlerinde fason üretim için Türkiye ve Kuzey Afrika ülkelerini tercih etmesine zemin hazırlıyor.

     

                Demir – Çelik hisselerinde HRC fiyatlarında meydana gelen düşüş hareketi negatif yönde bir etki yaratmaya devam ediyor. 2019 rakamlarına göre dünya çelik üretiminin %53,3’ünü tek başına oluşturan Çin’de geçen yıl meydana gelen Evergrande krizi bir başlangıç gibi görünüyor. Diğer taraftan Çin’in “Sıfır Covid” politikası sonucu sert önlemler alması ve karantinaları genişletmesi de ekonomiye darbe vuran bir diğer durum olarak karşımıza çıkmıştı. Geldiğimiz noktada devam eden emlak krizi sonucu Çin bankalarının piyasaya likidite sağladığı ve gayrimenkul şirketlerinin ise projelerini bitirmekte zorlandığı görülüyor. Tüm bu durum beraberinde demir – çeliğe olan talebi azaltarak HRC fiyatlarında geri çekilme yaşanmasına zemin hazırlıyor. Çin’deki durum düzelmeden HRC fiyatlarında yukarı yönlü hareketlerin gerçekleşmesi şimdilik zor görünüyor.

     

                Ulaştırma tarafında ise pandemi öncesi rakamların yakalanması ve verimli bir turizm sezonu geçirilmesi sonrasında piyasa beklentilerinin yukarı yönlü revize edildiğini görmekteyiz. Diğer taraftan yolcu doluluk oranlarındaki artış olumlu yönde bir beklenti yaratırken, karlılık marjlarında da olumlu sinyaller üreteceği piyasa beklenti dahilinde. Ancak unutmadan hatırlatmak gerekir ki Avrupa tarafında devam eden faiz artırımları ve talepte daralma sonucu havayollarına yönelik kargo gelirlerindeki değişimin takip edilmesi gerekecektir.

     

                Bankacılık tarafında ise düşen faiz oranları sonrasında banka hisselerinde hareketliliğin devam ettiğini görmekteyiz. Öyle ki yılın ilk 9 ayında bankacılık hisselerinin karını beş kat artırarak 286,2 milyar TL seviyesine çıkardığını takip etmekteyiz. Ancak unutmadan hatırlatmak gerekir ki Haziran ayında bankalar, döviz yükümlülüklerine karşılık %3 oranında menkul kıymet bulundurmakla zorunlu tutulmuştu. Zorunlu menkul kıymet bulundurma oranı %5’e çıkarılırken, artık bankalar döviz yükümlülükleri karşılığında daha çok TL cinsinden “devlet tahvili” ve “kira sertifikası” bulunduracak.

     

                Gıda, İçecek sektöründe ise enflasyon muhasebesi temelli yukarı yönlü hareket devam ederken, stok bulundurma maliyetlerinin üzerinde kar getirisi ve Rusya – Ukrayna savaşı ile birlikte gıda fiyatlarındaki artışın, sektör hisselerinde yukarı yönlü seyrin devam etmesine yol açtığı görülüyor. Diğer taraftan geçtiğimiz hafta sonu Rusya’nın tahıl antlaşmasını iptal etmesi sonrasında da gıda şirketlerinde endeks içi pozitif bir ayrışma olduğunu da ayrıca takip ettik.

     

                Petrokimya tarafında ise etilen nafta spread’inde gerçekleşen daralmadan ötürü bir baskı görülürken, Ukrayna - Rusya savaşı nedeniyle ortaya çıkan arz sorunları ve rafinaj maliyetlerindeki artış güçlü marj tahminlerinin ortaya çıkmasına olanak sağlıyor. Diğer taraftan doğalgaz fiyatlarındaki artışında yüksek ürün karlılıkları görülmesine olanak sağlayabileceği beklentiler dahilinde.

     

                Telekomünikasyon tarafında ise artan tarife ücretlerinin hisse bazlı etkileri takip edilirken, denizcilik hisselerinde düşen navlun fiyatlarının etkilerine karşın yukarı yönlü hareketlerin devam ettiği görülüyor.